Gülsün Karababa

Gülsün Karababa, 1971 yılında halk ozanlarının diyarı olarak adlandırılan Sivas’ın Divriği ilçesine bağlı Çamşıhı yöresinde dünyaya gözlerini açtı. Ev hanımı Sultan Karababa ile halk ozanı Mehmet Ali Karababa’nın dördüncü çocuğuydu. Kardeşleri gibi Gülsün de “sazın, sözün, deyişlerin ve âşıklık geleneğinin” içinde büyüdü. Baba Mehmet Ali Karababa, aynı zamanda Cürek yerleşkesine konumlandırılmış Divriği Demir Çelik Madenleri’nde çalışıyordu. Divriği ilçesinden uzakta, orman içinde yer alan Cürek yerleşkesi “yeni bir kültür alanı” olarak inşa edilmişti. Divriği Demir Çelik Madenleri kurulduktan sonra yerleşkeye önce işçi lojmanları, hastane, ilkokul ve lise; daha sonra sinema salonu, tiyatro salonu, tenis kortları, voleybol sahası, yüzme havuzu gibi kültürel mekânlar eklenmişti. Gülsün’ün ilk gençlik dönemi de yeni kurulan bu kültür alanında geçti. İlkokul ve lise eğitimini de Cürek yerleşkesinde tamamladı. 1990’ların başlarında ailesiyle birlikte Ankara’ya göç etti.

Halk ozanı bir babanın kızı olan Gülsün, bağlama çalmak ve türkü söylemek dışında felsefe ve edebiyata da meraklıydı. Kitap okumayı ve günlük tutmayı seviyordu. En büyük tutkusu ise resim yapmaktı. Karakalem, suluboya ve yağlıboya resim çalışmaları yapan Gülsün’ün Aydınlık gazetesinin karma resim sergisinde Nâzım Hikmet’i çizdiği resmi sergilenmişti. Hacettepe Üniversitesi Resim Bölümü’nü kazanarak resim öğretmeni olmak istiyordu.

1990’lı yılların başlarında Ankara Divriği Kültür Derneği’nin faaliyetlerine katılmaya başladı. Özellikle kadın sorununa ilişkin belirli bir duyarlılık taşıyan Gülsün, derneğe bağlı kurulan Kadın Komisyonu’nda en yakın arkadaşı ve akrabası Handan Metin’le beraber görevler üstlendi. 8 Mart 1993’te Dünya Kadınlar Günü şenliklerinin örgütlenmesinde yer aldı. Ankara Kristal Düğün Salonu’ndaki kutlamaları düzenleyenlerden biriydi. Etkinlikte sunuculuk yaptı. Ayrıca Divriği Harman dergisinde kadın sorununa ilişkin yazılar kaleme alıyordu.

Sivas 1993:

1993 yılında Sivas’ta düzenlenen 4. Geleneksel Pir Sultan Abdal Şenlikleri’ne hem yakın akraba hem de arkadaş olan Gülender Akça, Handan Metin ve Nurhan Metin ile birlikte katıldı. Dört arkadaş Ankara Divriği Kültür Derneği adına Şenlik kapsamındaki etkinlikleri izleyecek, yazarlarla görüşerek izlenimlerini Divriği Harman Dergisi’ne aktaracaklardı. 

30 Haziran akşamı Ankara’dan Sivas’a doğru yola çıktılar. 1 Temmuz Perşembe günü Asım Bezirci ve Cahit Külebi ile Divriği Harman Kültür ve Sanat Dergisi’nde yayımlanmak üzere bir söyleşi yaptılar. 2 Temmuz Cuma günü öğleden sonra olaylar başladı. Cuma namazından çıkan saldırganlar sloganlar eşliğinde Valilik Binası’na doğru yürümeye başladı. Gülsün ise arkadaşlarıyla birlikte daha güvenli olacağı varsayımıyla Madımak Oteli’ne geçti. Otel kısa bir süre sonra sayıları on binleri bulan saldırganlar tarafından kuşatıldı. Akşam saatlerinde de otel ateşe verildi.

Gülsün Karababa (22), 6 Temmuz günü Ankara Karşıyaka Mezarlığı’nda toprağa verildi.