Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş’ın, partisinin Hatay Milletvekili Can Atalay ve Gezi tutsaklarının hukuksuz şekilde tahliye edilmemesine karşı Hatay’dan başlattığı ve Ankara’da sona ermesi planlanan Özgürlük Yürüyüşü’nün 20. günü Aksaray’ın Altınkaya Köyü’nde başladı.
20. günde eşit yurttaşlık için yürüyen Erkan Baş’a, Alevi Bektaşi Federasyonu Başkanı Mustafa Aslan, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Cuma Erçe, Hacı Bektaş Anadolu Kültür Vakfı Genel Başkanı Ercan Geçmez, Taşdelen Cemevi Başkanı Hasan Sucu, Hubyar Sultan Alevi Kültür Derneği Başkanı Aydın Deniz, ABF Genel Başkan Yardımcısı İbrahim Karakaya ve Divriği Kültür ve Dayanışma Vakfı Başkanı Aziz Savaş eşlik ediyor.
‘ALEVİLER ON YILLAR BOYUNCA HAKARETE UĞRADILAR VE KATLEDİLDİLER’
Erkan Baş, yürüyüş öncesi yaptığı açıklamada, “eşit yurttaşlık” mücadelesinin Türkiye’nin siyasal İslamcı sağ zihniyetten kurtulması mücadelesi olduğunu vurgulayarak şunları kaydetti:
“Değerli dostlar, özgürlük yürüyüşünün 20. gününden herkese merhaba. Bugün ülkemizde eşit yurttaşlık ve inanç özgürlüğü mücadelesi veren en önemli toplumsal kesimlerinden birisi olan Alevi yurttaşlarımızla birlikte Alevi yurttaşlarımız için yürüyorum.
Alevi yurttaşlarımız toplumumuzun ve topraklarımızın asli bir unsurudur. Aleviler dilinden sevgiyi, hoşgörüyü, bir arada kardeşçe yaşama arzusunu eksik etmezler. Bu gerçekler yanı başımızda durmaktayken sağ iktidarların Türkiye’de yaratmak istediği tek mezhepçi, ayrımcı yaklaşım nedeniyle Aleviler on yıllar boyunca hakarete, saldırıya uğradılar ve katledildiler. Madımak’ta canlarını, canlarımızı toprağa verdik. Ona rağmen nefretin değil sevginin tohumlarını ekmeye devam ettiler.
‘EŞİT YURTTAŞLIK MÜCADELESİ, TÜRKİYE’NİN SİYASAL İSLAMDAN KURTULMA MÜCADELESİDİR’
Ben bu topraklarda inancına, ibadetine, kültürüne saygı gösterilmeyen Alevi yurttaşlarımız için özgürlük talep ediyorum. Türkiye’de herhangi bir dine inanmayı ya da hiçbir dine inanmamayı tercih eden tüm yurttaşlarımıza eşit mesafede duran, inançlar arasında ayrım gözetmeyen bir dinin belli bir mezhebini dayatmayan bir devlet anlayışıyla bu ülkenin yönetilmesi gerektiğine inanıyoruz. Aksi takdirde ülkemiz din, mezhep, tarikat ve cemaat kavgalarının mücadele alanı olmaktan kurtulamayacak, gerçek anlamda özgürlük topraklarımıza uğramayabilir.
Cemevlerinin ibadet tarih statüsüne geçirilmesi konusunda ayak direyen, daha da kötüsü böyle bir temel hakkı seçim vaadi olarak 4-5 yılda bir Alevierin önüne sunup, sonra üzerine sünger çeken bir iktidarın Aleviler için eşit yurttaşlığı tesis edemeyeceğini hepimiz biliyoruz. Bu nedenle Alevi yurttaşlarımızın eşit yurttaşlık mücadelesi, Türkiye’nin bu iktidardan ve mezhepçi siyasal İslamcı sağ zihniyetten kurtulması mücadelesidir. Alevi yurttaşlarımızın eşit birer yurttaş olarak özgürce yaşayabilmesi için hep birlikte yürüyoruz. Hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.”